Sayfalar

21 Haziran 2010 Pazartesi

KAYIP KEDİ PAKO



İstanbul'a gidişimin üçüncü günü falan olmalı.. Eşimle rutin günlük görüşmemizde 'sana kötü bir haberim var' deyince -ilginçtir- ilk tepkim 'bana Pako'yla ilgili kötü bir haber verme sakın' şeklinde bir çıkış oldu..Ve O da bu tepkiye çok şaşırdı, çünkü -evet- kötü haber Pako'yla ilgiliydi: İki gündür
kayıpmış. Bir gün önce sabah mamasından sonra her zamanki gibi gezinmesi için salmış ama o gün de , beni aradığı günün akşamı da gelmemiş. Beynimin uğuldadığını hatırlıyorum. 'Doğayla Barışık Yaşamak'  yazımdaki  'kahramanları' bir    hatırlayın. Siz olsanız aklınıza başka bir şey gelir miydi? Derhal  'zehirlemişlerdir' diye düşündüm. Çünkü bu hayvan evine o kadar alışık ki akşamüstü 17.00 sularında gelir, eve alınır, beslenir ve o akşam asla bir daha dışarı salınmaz. Geceyi evde geçirir yani. Dönmeyince iyi şey düşünmüyor insan. Ayrıca bilmeyenler için mini bir bilgi:  Köpek sahibine, kedi evine sadıktır. Kedilerin başka semtlere, mahallelere çuvallar veya kutular içinde götürüldüklerini, bırakıldıklarını ama en kısa zamanda evlerinin yolunu bulduklarını duyanlarınız olmuştur. Evinde bir minik kuş dahi olsa bir hayvan besleyenler daha iyi bilirler: O canlılar evin bir ferdi gibi olurlar bir süre sonra. Hastalıklarına, kayıplarına üzülürsünüz. Ben ilk iş, İzmir'de yaşadığımız sitenin Yahoo paylaşım sitesine şöyle okkalı - o sinirle düşünün- bir yazı döşendim. İsim vermeden,  'Onları bildiğimizi, gerekirse jandarmaya ihbar edeceğimizi' duyurdum. Üç kuruşluk minderlere karşılık bir kedinin canını almak istemenin ne muhteşem bir  'medeniyet'  belirtisi olduğunu, saygı duymamanın mümkün olmadığını yazdım, bir yandan ağlayarak.. Evet, inanın hayvanları katletmek isteme sebepleri neredeyse bu; yani minderlere yatmaları.. Arkadaşlar kusura bakmasın ama o kadar titiz olduklarını bunca afişe ederlerken, o minderleri ovanın göbeğindeki evlerinde gece boyunca dışarıda bırakmaları akıl alacak şey değil. Keza oturulmadığı sürece gün boyu bırakmaları da öyle. Hiç kedi vs olmasa bile dehşet bir toz ve yaz öğlenlerinde 65 derece ısı veren bir güneş var ! Zaten yazık olur onlara sizin anlayacağınız. Ben bırakmıyorum şahsen.. Tam da bu sebepten.. Ertesi gün bir parmak tozdan oturulmaz halde oluyorlar, takriben bir ay gibi bir sürede de renkleri atıyor. Eee? Kediye ne hacet? Yanlış anlaşılmasın lütfen: Ben bunları kedim olduğu için değil, hayvansever olduğum için yazıyorum. Yoksa benim kedim biraz yabanidir ve öyle kolay kolay  'o balkon senin, bu bahçe benim' gezmez..Yan bahçeye gider gelir.. Seslendiğim an kapıdadır. Çağırmadan günde 4-5 kez gelir eve, tel kapıyı açmamı bekler, miyavlamaz bile.. Ama daha önce de dediğim gibi, toplam 6 kedinin sebep olduğu şikayet bu ! Şehirde insanlar yol kenarlarına su, pencere içlerine mama koyuyorlar.. Bunların zorunu anlayamadım doğrusu..

Aradan 6 gün geçti, eşimin İstanbul'da olduğu günlerde İzmir'den müjde geldi: Pako dönmüş. Arkadaşım eve almış, beslemiş. Ben evde tutmasını, salmamasını söyledim, eşim ertesi gün döndü zaten eve. Sonradan öğrendik ki garaj kapısını açık unutan bir komşunun evine girmiş meraklı taze, sonra onlar farketmeden kapattığında da içeride kalmış 6 gün boyunca. Kızmışlar, şikayet etmişler. Vallahi ne zehirlemeyi düşünenleri suçladığım için pişmanlık duyacak ne de evine giren komşulardan özür dileyecek durumdayım.. Zira kızgınlığım geçmiş değil. Bizim oralarda bırakın garaj kapısını açık unutmayı, pencerenizin telini açık unutsanız bile en iyi ihtimalle davul gibi şişiren sivrisinek girer.. Ki fındık faresinden hiç bahsetmeyeceğim. Bize üç kez falan girdi, yakaladık. Yani unutmayacaksın kardeşim.. Ben fareye kızıyor muyum, hayır. Sen de kediye kızma lütfen..

Velhasılı kelam, Pako'ya tekrar kavuştuk ama onu her dışarı salışımızda tedirgin olmuyor değiliz.. İyi geceler diliyorum, sabırla beni dinlediğiniz için teşekkürler..

3 yorum:

  1. Neyse gözün aydın.Sevindim bulunduğuna.

    YanıtlaSil
  2. Olay kötü giderken, birden herşey iyi oldu ya, Pako döndü ya, çok sevindim Serapçım. Gözünaydın:)

    YanıtlaSil
  3. lezzetli somunlar22 Haziran 2010 09:31

    Sevgili Gülaycığım ve Petekçiğim,sağolun iyi dilekleriniz için..Ben de çok mutluyum zaten..Şükretmez olur muyum hiç..Her sabah kapıdan salarken kafasını öperdim ben onun,artık ilaveten kimsenin evine girmemesini tembihliyorum.!!!!!

    YanıtlaSil

İKİ DAKİKANIZI AYIRIP FİKRİNİZİ SÖYLER MİSİNİZ ACABA?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...